Yaratıcılık dendiğinde aklımızda hep aynı fotoğraf beliriyor. Bohem bir ortamda şiir yazan, resim yapan, yazan bir insan… Oysa o fotoğrafın arka planında yaşanan rutinleri, yapılması gerkenlerle öğrenilmiş disiplini hiç fark etmiyoruz. Bu sebeple de yaratıcılığı öldürür diye suçladığımız okullar aslında yaratıcılık konusunda en az suçlu yerler. Okul ne kadar sıkıcıysa çocuk o kadar yaratıcı bile olabilir. Çünkü çocuk meraklı bir varlıktır. Bizim yaratıcılığı öğretmen amacıyla yaptığımız şey ise çocuğun asla merak etmeyeceği soruları ve sorunları onların merakını nasıl uyandırırız diye formatlamak. Buna da müfredat diyoruz çoğu zaman.

Yapılması gereken çocuklara Mozart dinletmek mi?
Çocukları serbest bıraktığımızda yaratıcı olurlar mı?
Yaratıcılık biz yetişkinlerin hayallerini çocuklara dayattığımız bir beklenti mi?
Disiplinli olmak yaratıcılığı öldürür mü?

Yaratıcılık, okul, sistem, boş zaman ve neler yapılmalı hepsi bu videoda!